Meltem, otomatik cam kapının
açılmasıyla birlikte binanın mükemmel iç mimarisi ile karşılaştı. Bir estetik
merkezinin burada yapılan işlerin kalitesini yansıtır güzellikte olmasının
gayet mantıklı olduğunu düşündü sırıtarak. Resepsiyondaki görevli kadın Meltemi
görünce ayağa kalkmıştı. Daha meltem selam bile vermeden söze başladı
resepsiyonist. “Bir süre kapalıyız Hanımefendi, kliniğimiz 2 ay sonra hizmete
açılacak”
“Ben bir hastanızın yakınıyım”
mantıklı bir yalan ile başladı söze Meltem “babam Dr. David Zimmerman ‘nın
hastasıydı, ona danışmam gereken önemli bir durum var”
“Dr. Zimmerman” kadın duraksadı “2 ay kadar önce vefat etti, onun hastalarını
Dr. Zeit devraldı, ancak O da kliniğin tadilatta olması nedeniyle ülke dışında,
eğer acil bir durum yok ise üzgünüm ki size yardımcı olamayacağım”
“Çok üzüldüm, babam Bay Zimmerman
‘ı çok severdi. Ailecek görüşürlerdi, eşi Angela ile annem de arkadaştılar ancak
Boston ‘dan ayrıldıktan sonra
bağlantıları koptu. İş seyahati için Boston ‘a geldiğimi duyunca, babam, Bay
zimmerman a mutlaka uğramamı tembih etmişti.” Meltem kafasında birkaç saniye de
kurguladığı yalanlarını sıralarken resepsiyonist kadın anlayışla onu
dinliyordu. Doktorun eşinin adının geçmesi Meltemin kurgu hikâyesine gerçeklik
kazandırmıştı. “çok üzüldüm, ancak bay zimmerman çok yaşlı değildi, nasıl oldu
yani bunu sormak çok hoş değil ama nasıl vefat etti doktor?“
“aslında bu konu hakkında
konuşmamız yasak” resepsiyonist kadın boş olan kliniği sanki biri onları
duyabilirmişçesine gözleriyle bir taradıktan sonra Melteme geri döndü ve
fısıldadı “Doktor bir cinayete kurban
gitti”.
“Aman tanrım” Meltem ilk defa
duyuyormuş gibi bir heyecan kattı sesine.
“evet, inanması çok güç, Bay
Zimmerman çok iyi bir adamdı, 9 yıldır birlikte çalışıyoruz ve ben sesini
yükselttiğine bile şahit olmadım” Resepsiyonist kadının hüznü derin ve
acıklıydı. Acısı gözlerine gelip oturan yaşlardan okunabiliyordu. Meltem
bankonun açık olan tarafından içeri girerek kocaman sarıldı kadına. Bu
aralarındaki güven bağını arttırmıştı ancak Meltem’in asıl amacı bu değildi.
Gerçekten teselli etmek istemişti. Kadın meltemin elinden tutarak bekleme
koltuklarına doğru götürdü. Ne kadar samimi bir kadın diye geçirdi içinden.
Amerika da yeni tanıdığınız biriyle hemen böylesi bir yakınlık kuramazdınız.
Gerçi şuan iki kadın birlikte bir acıyı pay etmişlerdi aralarında, ancak yine
de bu her daim karşılaşacağınız türden bir samimiyetten çok fazlasıydı.
Resepsiyonist kadın - ki meltem
adının july olduğunu koltuğa oturduğunda okuyabilmişti göğsündeki yaka
kartından- iki fincan kahvenin yanına bir tabak kurabiye katık ederek ikram
etti misafirine.
Meltem, July ‘nin konuşmasını
bekliyordu ama kadın gözlerindeki yaşın kuruması için birkaç saniyeye daha
ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. July derin bir iç çekerken Meltem elinde tuttuğu
kahvesinden bir yudum almadan önce “sana July diyebilir miyim?” dedi ve
kahvenin tadına baktı. Göz yaşları artık serbest kalmıştı ve hüzün yaşlarına
ironik bir şekilde eşlik eden gülümsemesiyle başına öne arkaya sallayarak onay
verdi resepsiyonist kadın.
“acınızı anlıyorum, gerçekten çok
üzgünüm” Meltem, kadına anlatmaya başlaması için kısa bir ara vererek
kahvesinden bir yudum daha alırken tadının ne kadar güzel olduğunu ve Hasanın
yalnızca bu nedenle bile içeriye girmediğine pişman olacağını düşündü.
“David ile biz çok yakındık” kadın,
doktordan hayli genç olmalıydı, ancak konuşmaya böyle başlaması Meltemin aklına
bir ilişki ihtimalini getirdi. “David benim babam gibiydi” diyerek devam etti
sözlerine July. Ve her cümlesinden sonra bir saniye kadar ara veriyor, içini
çekiyordu. “onun ölümünden çok ölüm şeklini bir türlü kabullenemiyorum” July
yutkundu, derin bir nefes alarak devam etti “en çok da basında yer alan
haberler, inanın onun anısına büyük bir saygısızlık”
“neler yazdı gazeteler” Meltem
rolünü iyi oynuyordu, hiçbir fikri yokmuş gibi davranarak hikayeyi en başından
ve en yakından tanık olan birinden dinlemek çok faydalı olacaktı.
“David ‘in yasak bir ilişkisi
olduğundan bahsettiler ve cinayeti kıskanç bir kocanın işlemiş olduğu
hikayesini uydurdular” kadının sesi nefret doluydu. Meltem, July ‘in içine
girdiği bu ruh halindeyken, en içten bir şekilde en ufak ayrıntıyı anlatacağından
emin olarak yerinde doğruldu, bütün dikkatini kadına verdi.
“bu haberler neye dayanarak
verildi July” yemi takmış oltayı denize bırakmıştı. July aç bir balık gibi
davrandı.
“Bu iftirayı, Angela ‘nın David
ölmeden evvelki 2 hafta boyunca ortadan kaybolmasına dayandırdılar”
“Nasıl” diye sordu Meltem “tam
olarak evi mi terketti Angela?”
July gerilmişti, fakat kimseyle
paylaşamadığı düşüncelerini bu yabancıyla konuşmak ona kendisini iyi
hissettirmişti. “bana sorarsanız Angela kaybolmadı, bence kaçırıldı”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder