18 Kasım 2015 Çarşamba

11. BÖLÜM

Meltem, otomatik cam kapının açılmasıyla birlikte binanın mükemmel iç mimarisi ile karşılaştı. Bir estetik merkezinin burada yapılan işlerin kalitesini yansıtır güzellikte olmasının gayet mantıklı olduğunu düşündü sırıtarak. Resepsiyondaki görevli kadın Meltemi görünce ayağa kalkmıştı. Daha meltem selam bile vermeden söze başladı resepsiyonist. “Bir süre kapalıyız Hanımefendi, kliniğimiz 2 ay sonra hizmete açılacak”
“Ben bir hastanızın yakınıyım” mantıklı bir yalan ile başladı söze Meltem “babam Dr. David Zimmerman ‘nın hastasıydı, ona danışmam gereken önemli bir durum var”
“Dr. Zimmerman” kadın duraksadı  “2 ay kadar önce vefat etti, onun hastalarını Dr. Zeit devraldı, ancak O da kliniğin tadilatta olması nedeniyle ülke dışında, eğer acil bir durum yok ise üzgünüm ki size yardımcı olamayacağım”
“Çok üzüldüm, babam Bay Zimmerman ‘ı çok severdi. Ailecek görüşürlerdi, eşi Angela ile annem de arkadaştılar ancak Boston  ‘dan ayrıldıktan sonra bağlantıları koptu. İş seyahati için Boston ‘a geldiğimi duyunca, babam, Bay zimmerman a mutlaka uğramamı tembih etmişti.” Meltem kafasında birkaç saniye de kurguladığı yalanlarını sıralarken resepsiyonist kadın anlayışla onu dinliyordu. Doktorun eşinin adının geçmesi Meltemin kurgu hikâyesine gerçeklik kazandırmıştı. “çok üzüldüm, ancak bay zimmerman çok yaşlı değildi, nasıl oldu yani bunu sormak çok hoş değil ama nasıl vefat etti doktor?“
“aslında bu konu hakkında konuşmamız yasak” resepsiyonist kadın boş olan kliniği sanki biri onları duyabilirmişçesine gözleriyle bir taradıktan sonra Melteme geri döndü ve fısıldadı  “Doktor bir cinayete kurban gitti”.
“Aman tanrım” Meltem ilk defa duyuyormuş gibi bir heyecan kattı sesine.
“evet, inanması çok güç, Bay Zimmerman çok iyi bir adamdı, 9 yıldır birlikte çalışıyoruz ve ben sesini yükselttiğine bile şahit olmadım” Resepsiyonist kadının hüznü derin ve acıklıydı. Acısı gözlerine gelip oturan yaşlardan okunabiliyordu. Meltem bankonun açık olan tarafından içeri girerek kocaman sarıldı kadına. Bu aralarındaki güven bağını arttırmıştı ancak Meltem’in asıl amacı bu değildi. Gerçekten teselli etmek istemişti. Kadın meltemin elinden tutarak bekleme koltuklarına doğru götürdü. Ne kadar samimi bir kadın diye geçirdi içinden. Amerika da yeni tanıdığınız biriyle hemen böylesi bir yakınlık kuramazdınız. Gerçi şuan iki kadın birlikte bir acıyı pay etmişlerdi aralarında, ancak yine de bu her daim karşılaşacağınız türden bir samimiyetten çok fazlasıydı.
Resepsiyonist kadın - ki meltem adının july olduğunu koltuğa oturduğunda okuyabilmişti göğsündeki yaka kartından- iki fincan kahvenin yanına bir tabak kurabiye katık ederek ikram etti misafirine.
Meltem, July ‘nin konuşmasını bekliyordu ama kadın gözlerindeki yaşın kuruması için birkaç saniyeye daha ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. July derin bir iç çekerken Meltem elinde tuttuğu kahvesinden bir yudum almadan önce “sana July diyebilir miyim?” dedi ve kahvenin tadına baktı. Göz yaşları artık serbest kalmıştı ve hüzün yaşlarına ironik bir şekilde eşlik eden gülümsemesiyle başına öne arkaya sallayarak onay verdi resepsiyonist kadın.
“acınızı anlıyorum, gerçekten çok üzgünüm” Meltem, kadına anlatmaya başlaması için kısa bir ara vererek kahvesinden bir yudum daha alırken tadının ne kadar güzel olduğunu ve Hasanın yalnızca bu nedenle bile içeriye girmediğine pişman olacağını düşündü.
“David ile biz çok yakındık” kadın, doktordan hayli genç olmalıydı, ancak konuşmaya böyle başlaması Meltemin aklına bir ilişki ihtimalini getirdi. “David benim babam gibiydi” diyerek devam etti sözlerine July. Ve her cümlesinden sonra bir saniye kadar ara veriyor, içini çekiyordu. “onun ölümünden çok ölüm şeklini bir türlü kabullenemiyorum” July yutkundu, derin bir nefes alarak devam etti “en çok da basında yer alan haberler, inanın onun anısına büyük bir saygısızlık”
“neler yazdı gazeteler” Meltem rolünü iyi oynuyordu, hiçbir fikri yokmuş gibi davranarak hikayeyi en başından ve en yakından tanık olan birinden dinlemek çok faydalı olacaktı. 
“David ‘in yasak bir ilişkisi olduğundan bahsettiler ve cinayeti kıskanç bir kocanın işlemiş olduğu hikayesini uydurdular” kadının sesi nefret doluydu. Meltem, July ‘in içine girdiği bu ruh halindeyken, en içten bir şekilde en ufak ayrıntıyı anlatacağından emin olarak yerinde doğruldu, bütün dikkatini kadına verdi.
“bu haberler neye dayanarak verildi July” yemi takmış oltayı denize bırakmıştı. July aç bir balık gibi davrandı.
“Bu iftirayı, Angela ‘nın David ölmeden evvelki 2 hafta boyunca ortadan kaybolmasına dayandırdılar”
“Nasıl” diye sordu Meltem “tam olarak evi mi terketti Angela?”

July gerilmişti, fakat kimseyle paylaşamadığı düşüncelerini bu yabancıyla konuşmak ona kendisini iyi hissettirmişti. “bana sorarsanız Angela kaybolmadı, bence kaçırıldı”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GİRİŞ

Polisiye kurgu kısa öykü türündeki bu yazımda yer alan kişilerin ve olayların gerçek kişi ve olaylarla hiç bir ilgisi yoktur. iyi okumal...