18 Kasım 2015 Çarşamba

14. BÖLÜM


“Demek benden başka arkadaşlar da edinmeye başladın Amerikada” Meltem gülüyordu ama Hasanın yüzündeki ifadeden işlerin yolunda gitmediğini çok rahat okuyabiliyordu.
Hasan bir an için ne yapacağını bilemedi. Melteme olanları anlatabilir ya da en azından bu geceyi yalanlarla savuşturabilirdi.
“yoksa Ali Şimşek miydi?” acı bir gülümsemeyle hayli ciddi bir ses tonuyla sordu Meltem.
“Sence öyle olsa gitmesine izin verir miydim”  Hasanın amacı zaman kazanmaktı ama Meltem ‘in vazgeçmeyeceği her halinden belli oluyordu.
“Adam bir gazeteci olduğunu söylüyor, Doktor cinayetini araştırıyormuş ve bizim bugün kliniğe girdiğimizi görmüş”
“Buna inanmalı mıyım” Meltem kollarını kavuşturmuş inatla üstüne gidiyordu Hasanın.
O an bir fikir belirdi Hasanın kafasında ve arkasını düşünmeden kelimeler döküldü dudaklarından “Doktorun yasak aşkını araştırdığını söyledi, sanırım senin hakkında şüpheler oluşmuş kafasında”
“Nasıl?” haykırmıştı Meltem gecenin alaca sessizliğinde “sen neler saçmalıyorsun”
“Sakin ol, bunu direk kastetmedi ben sadece böyle olduğunu düşündüm” Hasan’ın içi ferahlamıştı, Meltemi hedef haline getirerek bu geceyi kurtardığını düşünüyordu.
“Buna nasıl cesaret edebilir, bu aptal düşünceye nerden kapılmış”
“Bana sen okumuştun hani internette yaptığın araştırmadan, Yerel gazeteler doktorun bir ilişkisi olduğunu iddia ediyor demiştin”
“ee” Meltem çok sinirlenmişti, Hasan yaptığından pişmanlık duydu bir an ama başka bir çıkar yol gözükmüyordu, Meltemin iyiliği ve dahası çekip gitmemesi için gerçeklerden bir süre uzakta kalmasında fayda vardı.
“E’si” bir an sustu, gökyüzüne baktı yalan söylemeyi becerebiliyordu ama Meltem’e yalan söylemek çok zor gelmişti. “Ali Şimşek ‘in zanlı olduğu yönünde bulgular elde etmiş, doktorun bir sevgilisi olduğu zaten konuşuluyor, işte bu noktada senin Ali Şimşek ‘in eşi ya da sevgilisi olup olmadığını öğrenmeye çalıştı”
“Baksen şu işe” acı acı gülümsedi Meltem ama ikna olmuştu. Hasan güven veren bir gülümseme ile Melteme döndü bir an için ona sarılmak istedi ama yapamadı, yalanları ile Meltemi içine soktuğu bu ruh halinden çıkarmak için elinden bir şey gelmiyordu.
“Seni bu işlere bulaştırdığım için…”
“Seninle bir ilgisi yok Hasan, sadece, sadece bu aptal adam…” boş boş gülümsedi Meltem, siniri yavaş yavaş geçiyor gibiydi “neyse, bu arada bensiz bira içtiğini görmedim sanma”
Hasan elindeki bira şişesini unutmuştu. Sanki elinin bir parçasıymışçasına sahiplenmiş, kabullenmişti. Oysa birkaç dakika önce elindeki şişeden başka bir silahı olmadığı için ona güven veren tek şey bu bira şişesiydi.
“Ha, bu mu? Bunun elimde ne aradığını bilmiyorum bile” birlikte gülmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Hasan elindeki ılımış, alkolü uçmuş çeyreği dolu şişeyi çöp kutusuna atarken Melteme döndü;
“İçmek ile uyumak arasındaki tercihin nedir” 
“Biraz yürümek, seçenekler arasında yok ama?” Meltem hafifçe pusmuştu, sanki Hasanın kolunu omzuna atmasını onu hafifçe ısıtmasını bekliyor gibiydi.
Otelin çevresinde iki tur attılar tek bir söz bile etmeden. Meltemin odasının önüne gelip durdular. Hasan bir an için Amerikan filmlerindeki esas oğlanın sevdiği kızı eve bıraktığı sahneyi anımsadı, hınzırca güldü.
“İnşallah eve girmek için çok geç kalmamışsındır”
“Kızacak bir babam olmadığı için güvendesin” Meltem parmak uçlarında yükselerek Hasanın dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Gözlerini açtığında Hasanın ona hayret dolu gözlerle baktığını fark edip bir an utandı.
“Sadece” Hasanın sesi titrek ve kesik çıkmıştı ama bu bakışını bir şeklide ifade etmezse büyük bir kabalık yapmış olacağının fark etti. “Sadece, hiç beklemiyordum”
“Ben de seni tanımayı, peşine takılıp buralara kadar gelmeyi, bir doktorun yasak ilişkisi olmayı ve hatta belki de” bir an pot kıracağını anlayıp sustu.
Hasan ne demek istediğini anlamıştı yüzünü düşürdü  “İnan bana kimseyi öldürmedim”
“Sana inanmasam, emin ol seni öpmezdim” Kapıya doğru yöneldi sonra omuzlarının üstünden hınzırca gülümsedi “iyi geceler”
Hasan bir süre Meltemin odaya girişini, kapıyı kapatışını seyretti sonra hayal etti kapıyı kilitlemesini, yatağa uzanıp tavana bakarak onu düşünmesini, bir an belki kapıya yönelip açmasını ve ona sarılmasını…
“on dakika önce açık bir şekilde ölüm tehdidi al sonra belki de hayatında ilk defa aşık olduğun kadın tarafından öpül, hayat sen ne sürprizlere gebesin…” kendi kendine konuşuyordu Hasan kendi odasının kapısından içeri girerken.
Odaya girip, ceketini çıkardı, tıpkı Meltemin yaptığını hayal ettiği gibi yatağa sırt üstü uzanıp tavana bakmayı, Meltemi düşünmeyi planlıyordu ki, yatakta bir şeyin titrediğini fark etti. Hayattaki sürprizler devam ediyor olmalıydı, çünkü yatağında sessiz moda alınmış bir cep telefonu titriyordu ve ekranda isim olarak kaydedilmiş “lütfen telefonu aç!!!”  yazısı belirmişti. Anlaşılan istihbarat onu bu gece rahat bırakmayacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GİRİŞ

Polisiye kurgu kısa öykü türündeki bu yazımda yer alan kişilerin ve olayların gerçek kişi ve olaylarla hiç bir ilgisi yoktur. iyi okumal...