“Demek benden başka arkadaşlar da
edinmeye başladın Amerikada” Meltem gülüyordu ama Hasanın yüzündeki ifadeden
işlerin yolunda gitmediğini çok rahat okuyabiliyordu.
Hasan bir an için ne yapacağını
bilemedi. Melteme olanları anlatabilir ya da en azından bu geceyi yalanlarla
savuşturabilirdi.
“yoksa Ali Şimşek miydi?” acı bir
gülümsemeyle hayli ciddi bir ses tonuyla sordu Meltem.
“Sence öyle olsa gitmesine izin
verir miydim” Hasanın amacı zaman
kazanmaktı ama Meltem ‘in vazgeçmeyeceği her halinden belli oluyordu.
“Adam bir gazeteci olduğunu söylüyor,
Doktor cinayetini araştırıyormuş ve bizim bugün kliniğe girdiğimizi görmüş”
“Buna inanmalı mıyım” Meltem
kollarını kavuşturmuş inatla üstüne gidiyordu Hasanın.
O an bir fikir belirdi Hasanın
kafasında ve arkasını düşünmeden kelimeler döküldü dudaklarından “Doktorun
yasak aşkını araştırdığını söyledi, sanırım senin hakkında şüpheler oluşmuş
kafasında”
“Nasıl?” haykırmıştı Meltem
gecenin alaca sessizliğinde “sen neler saçmalıyorsun”
“Sakin ol, bunu direk kastetmedi
ben sadece böyle olduğunu düşündüm” Hasan’ın içi ferahlamıştı, Meltemi hedef
haline getirerek bu geceyi kurtardığını düşünüyordu.
“Buna nasıl cesaret edebilir, bu
aptal düşünceye nerden kapılmış”
“Bana sen okumuştun hani
internette yaptığın araştırmadan, Yerel gazeteler doktorun bir ilişkisi olduğunu
iddia ediyor demiştin”
“ee” Meltem çok sinirlenmişti,
Hasan yaptığından pişmanlık duydu bir an ama başka bir çıkar yol gözükmüyordu,
Meltemin iyiliği ve dahası çekip gitmemesi için gerçeklerden bir süre uzakta
kalmasında fayda vardı.
“E’si” bir an sustu, gökyüzüne
baktı yalan söylemeyi becerebiliyordu ama Meltem’e yalan söylemek çok zor
gelmişti. “Ali Şimşek ‘in zanlı olduğu yönünde bulgular elde etmiş, doktorun
bir sevgilisi olduğu zaten konuşuluyor, işte bu noktada senin Ali Şimşek ‘in
eşi ya da sevgilisi olup olmadığını öğrenmeye çalıştı”
“Baksen şu işe” acı acı gülümsedi
Meltem ama ikna olmuştu. Hasan güven veren bir gülümseme ile Melteme döndü bir
an için ona sarılmak istedi ama yapamadı, yalanları ile Meltemi içine soktuğu
bu ruh halinden çıkarmak için elinden bir şey gelmiyordu.
“Seni bu işlere bulaştırdığım
için…”
“Seninle bir ilgisi yok Hasan,
sadece, sadece bu aptal adam…” boş boş gülümsedi Meltem, siniri yavaş yavaş
geçiyor gibiydi “neyse, bu arada bensiz bira içtiğini görmedim sanma”
Hasan elindeki bira şişesini
unutmuştu. Sanki elinin bir parçasıymışçasına sahiplenmiş, kabullenmişti. Oysa
birkaç dakika önce elindeki şişeden başka bir silahı olmadığı için ona güven
veren tek şey bu bira şişesiydi.
“Ha, bu mu? Bunun elimde ne
aradığını bilmiyorum bile” birlikte gülmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Hasan elindeki ılımış, alkolü
uçmuş çeyreği dolu şişeyi çöp kutusuna atarken Melteme döndü;
“İçmek ile uyumak arasındaki
tercihin nedir”
“Biraz yürümek, seçenekler
arasında yok ama?” Meltem hafifçe pusmuştu, sanki Hasanın kolunu omzuna
atmasını onu hafifçe ısıtmasını bekliyor gibiydi.
Otelin çevresinde iki tur attılar
tek bir söz bile etmeden. Meltemin odasının önüne gelip durdular. Hasan bir an
için Amerikan filmlerindeki esas oğlanın sevdiği kızı eve bıraktığı sahneyi
anımsadı, hınzırca güldü.
“İnşallah eve girmek için çok geç
kalmamışsındır”
“Kızacak bir babam olmadığı için
güvendesin” Meltem parmak uçlarında yükselerek Hasanın dudaklarına küçük bir
öpücük kondurdu. Gözlerini açtığında Hasanın ona hayret dolu gözlerle baktığını
fark edip bir an utandı.
“Sadece” Hasanın sesi titrek ve
kesik çıkmıştı ama bu bakışını bir şeklide ifade etmezse büyük bir kabalık
yapmış olacağının fark etti. “Sadece, hiç beklemiyordum”
“Ben de seni tanımayı, peşine
takılıp buralara kadar gelmeyi, bir doktorun yasak ilişkisi olmayı ve hatta
belki de” bir an pot kıracağını anlayıp sustu.
Hasan ne demek istediğini
anlamıştı yüzünü düşürdü “İnan bana
kimseyi öldürmedim”
“Sana inanmasam, emin ol seni
öpmezdim” Kapıya doğru yöneldi sonra omuzlarının üstünden hınzırca gülümsedi
“iyi geceler”
Hasan bir süre Meltemin odaya
girişini, kapıyı kapatışını seyretti sonra hayal etti kapıyı kilitlemesini,
yatağa uzanıp tavana bakarak onu düşünmesini, bir an belki kapıya yönelip açmasını
ve ona sarılmasını…
“on dakika önce açık bir şekilde
ölüm tehdidi al sonra belki de hayatında ilk defa aşık olduğun kadın tarafından
öpül, hayat sen ne sürprizlere gebesin…” kendi kendine konuşuyordu Hasan kendi
odasının kapısından içeri girerken.
Odaya girip, ceketini çıkardı, tıpkı Meltemin
yaptığını hayal ettiği gibi yatağa sırt üstü uzanıp tavana bakmayı, Meltemi
düşünmeyi planlıyordu ki, yatakta bir şeyin titrediğini fark etti. Hayattaki
sürprizler devam ediyor olmalıydı, çünkü yatağında sessiz moda alınmış bir cep
telefonu titriyordu ve ekranda isim olarak kaydedilmiş “lütfen telefonu
aç!!!” yazısı belirmişti. Anlaşılan
istihbarat onu bu gece rahat bırakmayacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder